Ayrıldıklarını duyunca şaşırdık!
İşte Benim Tarzım yarışından aşina olduğumuz Neslihan Doğrusöz, cinsiyet geçiş sürecini başlatarak Doruk ismini almıştı. Cinsiyet geçiş sürecini başlatmasının akabinde ise müzikçi Sevda Demirel ise aşk yaşamaya başlamıştı.
Sevda Demirel geçtiğimiz günlerde gazeteci Bilal Özcan'ın YouTube kanalına konuk oldu. Doruk Doğrusöz ile ayrıldıklarını açıklayan Sevda Demirel, cinsel ömürleriyle ilgili de samimi açıklamalarda bulundu.
Sevda Demirel, Doruk Doğrusöz'ün “fizik olarak tam manasıyla erkek olup olmadığı” sorusu karşısında, “Bu bir süreç, o da olacaktı. Çabucak olacak bir şey değil. Heyetin onay vermesi gerekiyor. O ameliyatını yurt dışında gerçekleştirecek fakat sanırım ben olmayacağım yanında.” karşılığını verdi.
“Bilal Özcan'ın birbirinize sarılıp yatıyor muydunuz?” sorusu üzerine ise, “Evet biz birbirimize sarılıp, çok hoş uyuyorduk.” diyen Demirel, “Doruk Doğrusöz ile ortalarında bir cinsellik olup olmadığı” sorusuna ise, “Erkeklik vasıfları yalnızca cinsellikle gösterilen bir şey değil. Ben o denli bakmıyorum, hiç umurumda değil cinsellik. O denli olsa beş sene yalnız olmazdım.” dedi.
“Çok seksi bir halim olabilir fakat o doğrultuda yaşamıyorum” diyen Demirel, “Doruk'ta gerçek sevgiyi buldum ve cinsellik nitekim umurumda değil. Biz her şeyden evvel çok uygun arkadaştık. Cinsellik benim için kıymetli olsa öteki biriyle birlikte olurdum.'' diyen Demirel'in öbür açıklamaları ise şu formda:
''Doruk'u hiç çıplak görmedim, asla. Hiç merak da etmedim. Doruk her şeyiyle bir erkek. Ruhu, hayatı, kokusu, horlaması…”
“Birbirimizin hayatını birbirimize aktarmaya çalıştık ancak çakıştığımız noktalarda geri çekilen bir çiftiz. Çok tartıştık, çok arbede ettik… Bilinçaltımızda daima dış etkenler vardı. Dışarıdan aldığımız hiç olumlu bir şey olmadı ki biz konutta nasıl keyifli olalım.''
Demirel bağlantılarında 'kavga gürültü' olup olmadığı sorusu üzerine ise, ''Doruk bana vurmadı yalnızca çok sonlandığı, bağırdığı bir anda ben onu bileklerinden tutup sakinleştirmeye çalışırken o da beni yere itti. Ben güçlü bir bayanım olağanda beni itemezdi o an boşluğuma geldi. Başım ve belim yere çarptığı için büyük ağrılar yaşadım.'' yanıtını verdi.
Yaşadıkları bu durumun onu öldürebileceğini söyleyen Demirel, ''Zaten daha evvel de bir beyin ameliyatı olmuştum. O hareketi beni öldürebilirdi. Beynimde tümör vardı ve bu tekrarlanabilir. Beni o hareketi öldürebilirdi.'' açıklamasını yaptı.
Bunların fizikî bir şiddete dönmesinden çekindiğini de söyleyen Demirel, ''Korktum ve bağlantının olamayacağını anladım. Daha büyük olaylar olabilirdi. Fizikî tepkiler o bağlantıda devreye girdiği anda o bağ bitmeye mahkum. Öfke denetimi olmadığı için bu şiddete dönebiliyordu.” yorumunu yaptı.
Demirel'in biten bağıyla ilgili açıklamaları böyleydi… Siz bu bahis hakkında ne düşünüyorsunuz?
