Kendi ülkesinde gözlemlediği günlük ömrü, sürrealist bir usulle sanat yapıtlarına dönüştüren Tetsuya Ishida'nın sıra dışı ve epey manalı yapıtlarını sizlerle buluşturuyoruz.
Tetsuya Ishida, 1973 doğumlu Japon bir ressam.
Sanatçı, 16 Temmuz 1973'de Japonya'nın Yaizu kentinde dünyaya geldi ve liseden sonra ekonomik korkular, aile ve okul baskısı sebebiyle kimya okuma başladı. Hiçbir vakit sevmediği ve okumak istemediği bu eğitimi tamamlamadan Musashino Sanat Okulu'nda Görsel İrtibat Tasarımı bölümü okumaya başladı ve 1996 yılında mezun oldu.
1990'ların Japonya'sını sürrealist bir bakış açısıyla resmetmeye başladı.
1990'larda Japonya, büyük bir ekonomik kriz içerisindeydi ve bu durum beşerler üzerinde önemli ruhsal sıkıntılara sebep oldu. O periyotta, insanların günlük hayatını, trajedilerini ve çektikleri ıstırapları epeyce âlâ gözlemleyen Tetsuya Ishida, gördüklerini kendi penceresinden resmetmeye başladı.
Resimlerindeki karakterler ekseriyetle, mutsuz, melankolik ve bedenlerinin en azından bir modülü makine ile alakalıydı.
Günlük hayatta gördüklerini ve gitgide makineleşerek duygusuz bir hale gelen toplumu sıra dışı bir perspektifle resmetti. Fotoğraflarında yer alan insanların hepsi mutsuzdu ve bu hüzünlü insanları bir halde makinelerle ilişkilendiriyordu.
Yaptığı fotoğraflar her vakit tenkit yağmuruna maruz kaldı.
Resimlerindeki figürlerin bunalmış, sıkılmış ve hapsolmuşlukları yüzlerinden okunuyordu. Bununla birlikte sanatkarın fotoğraflarında, bedenin kesimli olarak yorumlanması ve makineler ile ilişkilenen bedenler beşerler tarafından dehşet dolu, vahim sahneler olarak lisana getirildi ve yaptığı her fotoğraftan sonra ağır formlarda eleştirildi.
Resimlerindeki figürler daima birbirine benziyordu.
Tetsuya Ishida'nın fotoğraflarında yer alan figürler güya kopyala-yapıştır yapılmış üzere birbirine benziyordu. Kimi eleştirmenler tarafından burada yer alan yüzlerin Ishida'ya ilişkin olduğu ortaya atılsa da, sanatçı, röportajlarında bunu reddetti.
Japonya'nın çağdaş hayatındaki toplumsal, teknolojik ve eğitimdeki kahırlarının insanı fotoğraf yapmaya zorladığını belirtti.
Sanatçı yapıtlarında, Japonya'nın çağdaş hayatta dayatılanlara ahenk sağlama gayretini resmediyordu. Tokyo TV'nin “Büyük Sanat Ustaları”, isimli programına davet edilen sanatkara fotoğraf yapmayı sevip sevmediği sorulduğunda; Japonya'nın şimdiki halinin insanları bir şeyleri resmetmeye zorladığını lisana getirdi.
Kısacık hayatı boyunca birçok başarılı işe imza attı.
Yaptıkları her ne kadar ağır tenkitlere maruz kalsa da, Tetsuya Ishida'nın bu işte başarılı olduğu su götürmez bir gerçekti. Sanatkarın tabloları müzayedelerde epeyce yüksek fiyatlara satılıyor ve sanatseverler tarafından büyük bir ilgiyle karşılanıyordu.
10 yıllık sanat hayatına 180 çalışma sığdırdı.
Gördükleri Ishida'yı derinden etkiliyor ve her tecrübe onun bir öbür çalışma yapmasını sağlıyordu. Istırabı adeta fotoğraflarla lisana getiriyordu.Yaptığı fotoğraflar epey ayrıntılı olmasına karşın vefatına kadar hiç durmadan fotoğraf yaptı.
2005 yılında Tokyo'da hayatını kaybetti.
Yaşamı boyunca hiç durmadan çalışan Ishida, Tokyo'da hayatını kaybetti. Vefat sebebi tren geçidinde yaşanan bir kazaydı.
Ölümünden sonra bile fotoğrafları incelenmeye devam etti ve birçok mükafata layık görüldü.
Ölümünden sonra konutunda bir çok eser bulunan sanatkarın ailesi 2007 yılında Tetsuya Ishida'nın meskeninde bulunan 21 tabloyu Shizuoka Vilayet Sanat Müzesi'ne bağışladı. 2009 yılında ailesine Japon Onur Madalyası takdim edildi. Öyleyse biz de sizi sanatkarın öteki yapıtlarıyla baş başa bırakalım.
Bir Adam Daha Fazla Uçamaz, 1996
Kış Fanı, 1996
Süpermarket, 1997
Fonksiyonel, 1999
Mahkum, 1999
Kayıp, 2001
Terremoto (Deprem), 2003
Vücut Sıvıları, 2004
Peki siz bu çalışmalar hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyoruz…
Kaynaklar: 1, 2, 3
Bu içerikler de ilginizi çekebilir;
