Eski başbakanlardan Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamıyla sonuçlanan yargılamaların yapıldığı Yassıada, darbenin 60. yıldönümünde Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak açıldı. Merasimde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, O gün hukuk ve adalet ayaklar altına alınarak idam sehpasına gönderilen milletin bu üç adamı değil, bizatihi ulusal iradenin ta kendisi olmuştur” dedi. MHP Genel Lideri Bahçeli de “darbe yanlış bir karardır ve zulümdür” sözlerini kullandı.
27 Mayıs darbesinin akabinde Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Güçlü ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idamına karar verildiği Yassıada, darbenin 60'ıncı yıl dönümünde, 5 yıllık çalışmaların sonunda Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak açıldı.
Adanın açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Lideri Mustafa Şentop ve MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli'nin katıldığı merasimle gerçekleşti.
103 bin 750 metrekarelik alana sahip adada demokrasi ve şehitler anıtı açık hava müzesi, demokrasi parkı, sergileme alanları ile kafeterya ve restoranlar yer alıyor. Yargılamaların yapıldığı mahkeme salonu ise 27 Mayıs Müzesi'ne dönüştürüldü.
Erdoğan ve Bahçeli adayı gezip bilgi aldı
Erdoğan ve Bahçeli ile beraberindekiler, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda birinci olarak 27 Mayıs Müzesi'ni gezdi.
Yargılamaların yapıldığı müzede incelemelerde bulunan Erdoğan ve Bahçeli, dev ekrana yansıtılan Dünden Bugüne Yassıada Belgeseli'ni de izledi.
Daha sonra Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi'ne geçen Erdoğan ve Bahçeli, burada Adnan Menderes'in doğduğu meskenin benzerinin yer aldığı “Aydın Evi”ni de ziyaret ederek, günün anısına fotoğraf çektirdi.
Erdoğan, Bahçeli ve beraberindeki heyet, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın başka kısım ve alanlarını da gezerek yetkililerden bilgi aldı.
“Burada yaşananlar insanlık ismine utanç verici”
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Erdoğan ile MHP Genel Lideri Bahçeli daha sonra kurdelayı keserek Demokrasi ve Özgürlük Adası'nın açılışını gerçekleştirdi. Merasimde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir küme cuntacının gerçekleştirdiği darbenin akabinde yaşananların ise yalnızca demokrasi ismine değil, adalet ve insanlık ismine da utanç verici olduğunu belirterek “Üzerinde bulunduğumuz Yassıada'da, öbür bir sözle 'Yaslı Ada'da yapılan ve şahsen faillerinin itirafıyla evvelce verilen buyrukların uygulanması halinde geçen yargılamaların sonu çok büyük bir faciayla bitmişti.” diye konuştu. Erdoğan şöyle devam etti:
“O gün idam sehpasına gönderilen bu üç adam değil, ulusal iradenin ta kendisi olmuştur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demokrat Parti Hükümetinin Başbakanı Adnan Menderes ile Bakanları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun idam kararlarının da tekrar burada alındığını aktararak, şöyle devam etti:
“Bu açılışla geçmişin makûs anıları berhava edilecektir”
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın açılışında yaptığı konuşmada, yakın siyasi tarihin sisli, bir o kadar da sancılı periyodunun 60. yılında, üzücü anıları bir nebze de olsa tamir ve telafi eden manalı bir açılışa şahit olmaktan bahtiyar olduğunu söyledi.
Yassıada'da yalnızca 1950-1960 devrinin yargılanmadığını, irade ve egemenliğin yegane sahibi aziz milletin takdir ve tercihlerinin de dokunaklı biçimde sorguya çekildiğini tabir eden Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yassıada'nın olumsuz isminin değiştirilmesi, menfur izlerinin silinebilmesi gayesiyle 2013 yılında değerli bir adım atılmıştır. O tarihte 'Demokrasi ve Özgürlükler Adası' ismi Yassıada'ya verilmiş, bu biçimde tanım ve takdim edilmeye başlanmıştır. 27 Mayıs'ın 60. yıl dönümünde, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın resmi açılışıyla geçmişin makûs anıları, geleceğin kutlu maksatlarıyla berhava edilecektir. İnancım ve ümidim budur.
“Darbe yanlış bir karardır ve zulümdür”
Arkası önü planlanıp projelendirilen demokrasi ve kanun dışı müdahalelerin ülkenin on yıllarını çaldığını, huzur, barış ve güvenlik ortamında ağır hasarlar bıraktığını vurgulayan Bahçeli, “Bizim kamplaşmaya değil kucaklaşmaya, hasımlığa değil sükunete, huşunete değil müsamahaya, melanete değil merhamet ve mutabakata muhtaçlığımız vardır.” diye konuştu.
Devlet Bahçeli, demokrasinin pek çok tarifinin yanında, tahammül sistemi, sabır ve hürmet rejimi olduğunu belirten Bahçeli, “Sebebi ne olursa olsun, koşullar nasıl tezahür ederse etsin, milletin verdiği yetkiyi tekrardan alacak tekrar milletin ta kendisidir. Beğensek de beğenmesek de, sevsek de sevmesek de, sandıktan çıkan sonuç; zorla, baskıyla, silah yoluyla, gayrimeşru araçlarla tahrip ve tasfiye edilirse acıklı olaylar zincirleme halinde yeşerip yaygınlaşacaktır” tabirlerini kullandı.
Türkiye'nin demokrasi tarihinin maalesef birebir vakitte darbeler tarihi olduğunu tabir eden Bahçeli, “Bunun yankıları ve bugüne kadar uzanan yansımaları siyasi ve toplumsal hayatımıza düğüm üstüne düğüm atmıştır. Hala darbeye umut bağlayanların mevcudiyeti ise tedavisi olmayan hıyanet virüsüne delalettir. Tarihi yürüyüşümüzün kesintiye uğramasının en önemli nedenlerinin ortasında silahlı müdahaleler, orta rejim hasretleri, ulusal irade alerjileri bulunmaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Her darbenin, her muhtıranın, her demokrasi dışı arayışın iç ve dış lobilerinin, karanlık kulis bekçilerinin var olduğunu belirten Bahçeli, “Darbe yanlış bir karardır ve zulümdür. Darbelerin çizeceği bir gelecek rotası, belirleyeceği bir yol haritası, milletimizin hakkını, hukukunu ve haysiyetini savunacak bir tasavvur ve tahayyül ufku katiyetle olamayacaktır. Gerçekten acı verici deneyimlerle bu durum teyit ve tevsik edilmiştir.” dedi.
