Almanya’da teneffüste arkadaşıyla Türkçe konuşan kız çocuğuna öğretmeni tarafından ceza verilmesi reaksiyonlara neden oldu. Türkçe konuşan öğrencilere ceza olarak okulda neden Almanca konuşulması gerektiğiyle ilgili bir ödev verildi. Aile olay nedeniyle şikayetçi olurken öğretmen cezanın pedagojik açıdan gerekli olduğunu savundu. Okulun bulunduğu kentin valiliği ise olayı araştırdıklarını açıkladı.
Almanya'daki okullarda teneffüste Türkçe yasağı daha evvel de tartışmalara neden olmuştu.
DW Türkçe'den Elmas Topcu imzalı habere göre olay 8 Temmuz'da Almanya'nın Heidelberg kenti yakınlarındaki küçük bir kasabada gerçekleşti.
Ailenin avukatı Yalçın Tekinoğlu'nun anlattığına nazaran üçüncü sınıf öğrencisi olan kız çocuğu, teneffüste kendisi üzere Türkiye kökenli bir arkadaşı ile Türkçe konuştuğu için diğer çocuklar tarafından öğretmene şikayet edildi.
Yarım sayfalık “Anadilimizi konuşmamalıyız” ödevi
Öğretmenin şahsen tanıklık etmediği olay üzerine Türkçe konuşan öğrencilere ceza olarak, okulda neden Almanca konuşulması gerektiğini yazan bir ödev verildi.
Bunun üzerine de dokuz yaşındaki öğrencinin, “Çocuklar okulda Almanca konuşur. Almanya'da resmi lisan Almancadır. Siz bizim Almanca konuşmamızı istiyorsunuz. Okullar Alman okulu. Türkçe konuştuğumuzda başka öğrenciler bizi anlamıyor. Anadilimizi konuşmamalıyız. Zira Almancamızın daha âlâ olması isteniyor” formunda yarım sayfalık bir yazı yazdı.
Öğretmen cezanın pedagojik açıdan gerekli olduğunu savundu
Avukat Tekinoğlu'nun transferine nazaran kız öğrencinin aldığı cezayı öğrenen anne sorumlu öğretmen ile bağlantıya geçmeyi denedi lakin koronavirüs önlemleri nedeniyle yalnızca telefonla görüşebildi.
Bu görüşmede de öğretmen, çocuğunun anadilinin Türkçe olduğunu vurgulayan anneye cezanın pedagojik açıdan gerekli olduğunu savundu. Bu durum üzerine aile avukat tuttu ve cezaya itirazda bulundu.
Konu Okul Kontrol Konseyi tarafından incelenecek.
Valilik olayı incelediklerini açıkladı
Okulun bulunduğu kentin valiliğinden yapılan açıklamada ise bireylere yahut bir kümeye yönelik ayrımcılık argümanları içeren bu çeşit suçlamaların ciddiye alındığı ve incelendiği belirtildi.
Söz konusu okulda 16 kültürden gelen öğrencilerin ders gördüğü, göçmen kökenli ailelerden gelen çocuk oranının da yüzde 43 olduğu açıklandı.
Freiburg Valiliği Sözcüsü Heike Spannagel, kelam konusu olayın yaşandığı bölgenin bağlı bulunduğu eğitim ve öğretim dairesinden rapor talep edildiğini duyurdu. Rapor ellerine ulaşmadan okula yahut suçlanan öğretmene dair kıymetlendirme yapamayacaklarını açıkladı.
Diğer yandan okulda derste yahut teneffüste Almancadan diğer bir lisan konuşulmasını yasaklayan bir düzenleme olmadığına da dikkat çekildi.
Sözcü Heike Spannagel, öte yandan öğrencilerin hengame yahut tartışma üzere sorun yaşadıkları olaylarda ortalarındaki tansiyonun giderilmesi sürecinde bütün öğrencilerin tıpkı lisanda konuşmasının bağlantı açısından olumlu rol oynayabildiğini vurguladı.
Önceki yıllarda da bahis gündeme geldi
Almanya'da teneffüste Almanca dışında lisan konuşulup konuşulmayacağı tartışması evvelki yıllarda da yaşandı.
Özellikle göçmen kökenli ailelerden gelen çocuk sayısının yüzde 80-90'lara vardığı belirtilen kimi okullarda okul idarelerinin Almanca konuşulması kaidesini getirmesi hem siyasette hem eğitimciler ortasında hem de toplumda hararetli tartışmalara neden oldu.
Berlin'de 2006 yılında öğrencilerinin yüzde 90'ı göçmen kökenli ailelerden gelen gençlerin yer aldığı bir okulda idare, aile ve öğrencilerle yaptığı bir toplantı sonrasında oy birliği ile Almancayı kural koşmuş, husus o vakitler Türkçe bir medyada yer alan bir haber üzerine uygulama başlamasından bir yıl sonra tekrar gündeme gelmişti.
Türkiye kökenli göçmenlerin ağır yaşadığı Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin şimdiki Başbakanı, hususun tartışıldığı 2006 yılında ahenk bakanı olan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) üyesi Armin Laschet de çocukların okulda yalnızca Almanca konuşmasını talep etmiş, pek çok öğretmenin de ortalarında bulunduğu pedagog ve eğitmenler ortasında bu itirazlara neden olmuştu.
Almanya'da eğitim konusu eyalet idarelerinin sorumluluğunda. Bu nedenle bu bahislerdeki kararlar merkezi verilmiyor.
