‘Erotik Film’ Denilince Laps Diye Akıllarda Beliren Kült Yapımlar

Filmde kentin en güçlü adamının karısına âşık olan avukatın başına gelenler anlatılıyor.

Elizabeth New York'ta bir sanat galerisinde çalışmaktadır. Bir gün tam bir Wall Street kurdu olan John tarafından baştan çıkartılır. Bu baştan çıkarma ile birlikte Dokuz buçuk hafta sürecek olan bir bağ başlayacaktır. Bu alaka müddetince Elizabeth kendi hudutlarını epey zorlayacak ve aradığı hakikat erkeğin John olup olmadığını sorgulayacaktır.

Zack Mayo, deniz kuvvetleri pilotu olmak için subay okuluna girer. Şiddetli bir on üç haftanın sonunda aldığı eğitimin yanısıra arkadaşlığı, disiplini, birlikte hareket etmenin değerini ve kasabanın kızlarından Paula’nın hayatına girmesiyle de aşkı öğrenir. Sinema 6 kolda Oscar adayı olmuş ve Louis Gossett Jr.’a da 'En Yeterli Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü'nü kazandırmış.

Laszlo Almays bir harita yapımcısıdır ve sahra çölünün birtakım bölgelerinde harita çıkarmakla vazifelidir. 2. dünya savaşında geçen öyküde bir uçak kazasında Almays'ın bedeninde yanıklar oluşur ve yatağa düşer. Ona bakacak kişi Hanna isminde bir hemşiredir. Eski bir italyan manastırında kalmaya başlayan Almays gizemli geçmişini hatırlamaya başlar.

Olaylar 1941 yılında Hawaii 'de Japonların Pearl Harbor baskınının öncesinde bir Amerikan askeri üssünde geçer.Yüzbaşı Dana Holmes (Philip Ober) adaya yeni transfer edilmiş Er Robert Prewitt (Montgomery Clift)'in yetenekli bir boksör olduğu haberini alır ve ondan kendisinin de lideri olduğu alayın boks ekibinde dövüşmesini ister.Vicdani sebeplerden ötürü bu teklifi reddeden er Prewitt'i sıkıntı günler beklemektedir.Kararını değiştirmesi için başta Başçavuş Milton Warden (Burt Lancaster) olmak üzere öbür astsubaylar tüm sıkıntı misyonları er Prewitt'in üstüne yıkarak hayatı onun için zorlaştırmaya başlarlar.Bu sıkıntı vakitlerinde kaygısını sözlere dökemeyen Prewitt trompetini üfleyerek çıkardığı melodilerle teselli bulmaya çalışır.Tek destekçisi ise disiplinsiz ve şakacı arkadaşı Er Angelo Maggio (Frank Sinatra) 'dur.Bu özelliklerinden ötürü er Maggio sadist çavuş 'Fatso' (Ernest Borgnine) 'nun hışmına uğrar ve eziyet görür.Bütün bu olaylar olurken Başçavuş Milton Warden ve Yüzbaşı Holmes'un karısı Karen (Deborah Kerr) ortasında bir yasak münasebet başlar.Japonların adaya beklenmedik saldırısı herşeyi değiştirecektir.

Eski rock starı ve San Fransisco gece kulübü sahibi Johnny Boz yatağında öldürülmüş olarak bulunur. Dedektif Nick Curran, cinayeti araştırmakla görevlendirilir. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı konusunda sabıkası vardır. Catherine Tramell ise meşhur bir muharrirdir ve cinayet formu kendi kitaplarından birinde anlattığı bir kıssayla birebir birebirdir. Polis 2 mümkünlük üzerinde ağırlaşır. Katil ya müellifin kendisidir ya da onun romanlarını yakından takip eden bir okuyucusu. Nick'in eski sevgilisi olan Beth, kuşkuları Catherine üzerine ağırlaştırmaya çalışırken, bir anda kuşku oklarını kendi üzerinde bulur. Catherine sandığından çok daha zeki bir bayandır.

Film bir avukatla aşk yaşayan polisin başından geçenleri husus alıyor.

Afrika'da büyük bir çiftliği olan Karen Blixen'ın (Meryl Streep) hayatı; çıkar evliliği yaptığı kocası Bror Blixen (Klaus Maria Brandauer) ve gerçek aşkı Denys (Robert Redford) ortasında; çiftliği yönetme, yerlileri eğitme, savaş ve kocasından cinsel hastalık kapmasıyla geçiyor.

Edward ve Connie Sumner eksiksiz bir evlilik hayatı yaşıyan bir çifttir. Orta yaşlı, 8 yaşında çocukları olan bir aile, bir köpek ve bir hizmetçi. Daha ne isteyebilirlerdi ki… 
New York’ta memnun bir hayat devam ederken sıkıntılar ortaya çıkmaya başlar. Hangi hayat kolaydır ki zati? Connie bir gün sokakta bir yabancıyla karşılaşır ve hayatı değişir. Bu Connie’nin mukadderatı midir yoksa bir tesadüf müdür bilinmez lakin onun tutkusu haline gelmiştir.

Okuldan hayatını artık gerisinde bırakmış olan Benjamin'in başı epey karışıktır. Ailesinin ve aile dostlarının tavsiyelerinden bunalmış, hayata karşı huzursuz bir formda, banliyödeki meskenlerinin havuzunda günlerini geçirmektedir. Bir gün babasının işvereninin karısı Bayan Robinson tarafından baştan çıkarıldığında hayatı değişir.Yetişkinlerin dünyasına hakikat birden atılan bu adıma, Benjamin'in Robinsonlar'ın kızı Elaine ile yakınlaşmasıyla birlikte altüst olmasını ekleyin. Delikanlının metresi, sevgilisinin annesi olduğunda gelişmeleri iddia etmek güzelce sıkıntı değil mi?

Bir edebiyat öğrencisi olan hoş Anastasia Steele, cazibeli ve güçlü bir iş adamı olan Christian Grey ile bir röportaj gerçekleştirir. Görüşmeye gittiğinde karşısında, tutumları ve cazipliği ile baş döndüren bir adam bulur. Aşk ve bağa biraz aralı duran Anastasia, bu güçlü ve güzel adamın cazibesine karşı koyamaz ve kendisini çekimine bırakır. Ancak hayatta her şeye karşı doyum noktasına ulaşmış olan Grey'in münasebet ve seks kelam konusu olunca kimsenin bilmediği bâtın sırları vardır. Genç kız karşısındaki adamla şehvetin bilmediği yollarına da sapacak mıdır?

1 Ocak, sabahın erken saatleri. Telefon çalar. Murphy, genç karısı ve 2 yaşındaki çocuğunun yanından kalkar ve telesekreter iletisini dinler: Electra’nın annesinin sesi kaygılıdır ve kızı hakkında bir şey duyup duymadığını sormaktadır. Electra bir müddettir kayıptır. Annesi, onun başına berbat bir şey geldiğinden şüphelenmektedir. Uzun ve yağmurlu bir günün sonunda Murphy, kendisini konutunda yalnız bulur; hayatının aşkıyla, Electra ile 2 sene boyunca yaşadığı anıları anımsamaktadır. Verilmiş kelamlar, oynanmış oyunlar, yapılmış taşkınlıklar ve yanılgılarla dolup taşan bir tutku yine alev almaktadır.

Laura Ash isimli öldürücü cazibeye sahip bir hırsız Cannes Sinema Şenliği esnasında ünlü bir sinema yıldızının son derece bedelli mücevherini çalar. Bu soygun sırasında takım arkadaşları polis tarafından yakalanır ve Laura Amerika'ya kaçar. Bu olayın üstünden yedi yıl geçtikten sonra Fransa'ya geri dönen bayan artık Lily ismiyle yeni bir hayata başlamıştır. Eski hayatını geride bıraktığını sanan Ash’in fotoğraflarını Nicolas Bardo isimli bir paparazzi çekerek kapak olmasına sebep olur. Zımnî kimliği ortaya çıkan genç bayan şeytani bir planla içine düştüğü sıkıntı durumdan kurtulmaya çalışır.

Sarah Waters’ın “The Fingersmith” isimli romanından uyarlanan bu devir sineması, 1930’larda Japon işgali altındaki Kore’de geçiyor. Güçlü genç bir Japon bayan, onu kandırıp zenginliğini ele geçirmeye çalışan Koreli bir adam ve adamın tuttuğu Koreli bir hizmetçi ortasındaki entrika etrafında dönüyor.

Lil ve Roz Avustralya'nın doğu yakasında bulunan cennet üzere bir kasabada yaşamaktadır. Birbirlerini çocukluktan bu yana tanımakta olan ikili, kıyıya nazır, birbirlerine komşu meskenlerde yaşamaktadırlar. Birçok zorluğun üstesinden tek başlarına gelmekte ve çocukları Ian ve Tom'u birlikte büyütmektedirler. Sörfçü olan Ian ve Tom da bu süreçte birbirleriyle yakın arkadaş olmuştur. Lil ve Roz artık çok alımlı iki delikanlının annesidir. Lakin birbirlerinden sakladıkları ve er ya da geç su yüzüne çıkacak kıymetli bir gerçek vardır.