Habertürk muharriri Fatih Altaylı bugün köşesinde, okuyuculardan gelen birtakım bildirileri yayınladı. 25 yaşında olduğunu belirten bir okuyucu “Kimimiz sabahtan akşama kadar it üzere iki kuruş paraya çalışıyor, kimimiz KPSS belası ile uğraşıyor. Kimse memnun değil. Hayat çok değerli. Yaşayamıyoruz. Boğuluyoruz.” tabirini kullandı.
Fatih Altaylı bugün Habertürk’teki köşesinde okurlardan gelen mektuplara yer verdi.
Kimi yurt dışında yaşayan, kimi Türkiye’de sıkıntı kaidelerde çalışan gençlerin şikayetleri okuyucular ile buluştu. Kelam konusu mektuplarda gençler nelerden yakındı? Ayrıntılara birlikte bakalım…
‘Hayat çok kıymetli, yaşayamıyoruz, boğuluyoruz…’
Çizim: Mana Neyestani
25 yaşında olduğunu belirten bir okur mektubunda şu sözleri kullandı:
“Fatih Abi, 25 yaşında bir gencim. İnan ki gençliğim burnumdan geldi. Avrupa’daki yaşıtlarımızın yaşadığı hayatın 10’da 1’ini yaşayamıyoruz. Onların yaşadığı hayata ağzımız açık, tabiri caizse “öküzün trene baktığı üzere bakıyoruz”. Çok güç kurallarda hayatımızı idame ettirebiliyoruz. Kimimiz sabahtan akşama kadar it üzere iki kuruş paraya çalışıyor, kimimiz KPSS belası ile uğraşıyor. Kimse keyifli değil. Hayat çok kıymetli. Yaşayamıyoruz. Boğuluyoruz.
Sabahtan akşama kadar çalışan, gelecek derdini sinesinden bir an atamayan, utanan, Avrupa’daki yaşıtlarının harçlıklarıyla aldığı Audi’ye BMW’ye bir işe başlasa bile hiçbir vakit alamayacağını bilen, onlara ağzı açık bakan, aşağılık psikolojisini iliklerinde hisseden bir gençten bilim ve sanat yapması beklenebilir mi?
Gençler olarak size yalnızca şunu söyleyebilirim: Boğuluyoruz.
Yıllardır sizi takip ettiğim için, sizi çok samimi görüyorum. Bu yüzen size sitem etme hakkını kendimde buluyorum. Beni bağışlayın.”
Avrupa’ya taşınan bir genç ise Türkiye’de ‘İhtimallerin öldürülmesi’nden şikayet etti.
“Merhaba Fatih Beyefendi,
Tam bahsettiğiniz mevzuya bir örnek de benim. Geçen sene 25 yaşında çok sevdiğim Türkiye’den Avrupa’ya taşındım. ALES ve YDS puanım çok yüksekti, üstüne İngilizce ve Fransızca biliyorum, staj ve iş deneyimim var.
Dışişlerinde çalışmak hayalimdi, ama birkaç denemeden sonra gördüm ki Türkiye’de bizim üzere amcası dayısı olmayanlara artık hiçbir yerde ekmek yok.
Ben de ailemi ve arkadaşlarımı bırakıp Avrupa’ya geldim. Burada da durumum üst seviye değil ancak ileride üst seviye olma ihtimali var. İşte Türkiye’de ihtimalleri bile öldürdüler.”
Altaylı geçtiğimiz haftalarda yerli araba TOGG’un CEO’su ile yaptığı görüşmeyi köşesinden duyurmuştu.
