Ah şu komşular yok mu!
1. ''Komşum her cumartesi sabah 06:00'da müzik sisteminin en son sesiyle ''Who Let The Dogs Out'' müziğini dinliyor.''
Aslında kendisi beş köpeğinin hepsini art bahçesine çıkarıyor.
2. ''Ben küçükken berbat bir komşumuz vardı.''
Yaşadığımız yerde daima yağmur yağdığından çok fazla salyangoz vardı. Annem için çıkıp onları bir kovada toplayıp dışarı atmak günlük ritüel olmuştu. 6 yaşındaydım ve salyangozları çok severdim. Onlar için çok üzülüyordum ve dışarı çıkıp onları kurtarmak için elimden geleni yapıyordum. Yakaladıklarımın hepsini komşumuzun bahçesine bırakıyordum. Daha sonralarda annem ile komşumuz ortasında salyangozların bütün gülleri yok ettiğine dair bir konuşmaya kulak konuğu oldum. Daha da berbatı güller vefat eden kocasına ilişkin olduğu için bu duruma karşı daha duygusal yaklaşıyordu. Sonrasında salyangozlar annemin sevmediği komşularımıza ilişkin olan gerimizdeki meskenin bahçesine atıldı.
3. ''Şu an oturduğumuz meskene taşındıktan sonra tatile çıkarken komşularımıza acil durum için konutun anahtarlarını bıraktık.''
Yaklaşık 2 ay sonra planladığımızdan bir iki gün erken döndük konutumuza. Otomobil ile konutumuzun önüne geldiğimizde garajımızı sokağa bağlayan yolda bir sürü otomobilin park etmiş olduğunu gördük. Havuzun ve jakuzinin pompalarının çalıştığını duyduk ve tüm ışıklar açıktı. Mutfakta çılgınca bir kalabalık vardı. Her yer darmadağınıktı. Jakuzide keyif yapan komşumuzun eşinin, babamın sondan kırmızıya dönmüş yüzüyle karşılaştığındaki yüz tabirini hala unutmuyorum. Dehşet ve şok bir ortada. Herkes birkaç dakika içerisinde konuttan dışarı çıkmıştı. Çamaşır makinemizden oburlarının çamaşırları çıktı.
4. ''Kendime ilişkin bir meskenim var. Birebir vakitte benimkinde daha hoş konutları olmasına karşın beni kıskanan komşularım var.''
Arkadaşım yeni otomobil almıştı. Garajının tadilatı bitmediği için otomobilini benim konutumun önüne bıraktı. Sabah komşularım uyandığında arabayı gördüler. Direkt otomobilin bana ilişkin olup olmadığını sordular. Latife yoluyla bir biçimde arabayı aldığımı söyledim. Bir hafta sonra arkadaşım gelip otomobilini aldı. Komşularım çok kızgındılar. Zira benimkinden daha uygun bir otomobil alabilmek için bankadan yüklü ölçüde kredi çekmişlerdi.
5. ''İnsanların komşularından nefret etmek için birçok farklı sebebi olabilir. Lakin bu türlü bir şey ile karşılaşacağım aklımın ucuna bile gelmezdi.''
6 ay evvel konutumuzu yenilemeye başlamıştık. Bütün duvar kağıtlarını söktük. Lakin paramız yetmediği için süreci biraz yavaşlattık. Mutfağımızın duvarları çıplak kalmıştı. Komşularımız her akşam penceremizden içeri baktıklarında gördükleri vahim imajdan rahatsız olduklarını söylediler.
6. ''Bugün, üst kat komşumun delirdiğine şahit oldum.''
Bağırdı, şeytan üzere güldü, Beyonce müzikleri söyledi, konutun içinde koşarak her şeyi düşürdü, ''Ayağını yere vur!'' diye bağırarak tepindi. Bence arkadaş olmalıyız!
7. ''Arkadaşımın komşusu bir balon sanatkarı ve bu da onun balkonu.''
8. ''Komşularımdan biri, fazla olan dolu çöp poşetlerini benimkilerin yanına koyardı.''
Bu çok büyük bir sorun değilmiş üzere görünse de neredeyse her hafta bu duruma şahit oluyordum. Belediyemizin iki torba hududu vardı ve fazladan her torba için ek fiyat alınıyordu. Cürümlünün kim olduğunu bulmak uzun vakit aldı. Her hafta fazladan birkaç poşet daha ekliyordu. Lastik eldivenlerimi giyer, gizemli torbaları açar ve içlerinden tanımlayıcı bilgiler bulmaya çalışırdım. Çöplere para ödememek için onları boş garajımda sakladım. Sonra hoş bir Ağustos günü olan oldu. İncelediğim çöplerin içerisinden üzerinde adres yazılı bir fatura çıktı. Belediyenin çöp arabasının gitmesini bekledim ve sonra meskenlerinin önüne gittim. Biriktirdiğim bütün çöpleri düzgünce garaj yollarına yerleştirdim. O günden bu yana çöplerini asla diğerlerinin bölgesine bırakmadılar.
9. ''Bir seferinde çamaşırlarımı yıkamak için banyoya girdim ve tavandan su aktığını gördüm.''
Hemen üst kattaki daireye koştum. Genç bir kız kapıyı açtı ve üzerinde yalnızca bir havlu vardı. Yanan mumlar ve güller yerleri süslemiş ve banyoya kadar gidiyordu. Sonra genç bir adam gördüm. Suyu kapattılar. Sonraki gün benimle ne yapılması gerektiği hakkında konuşmadı bile. Ama kısa bir mühlet sonra, işten döndüğüm bir gün asansöre bindiğimde kız ve ailesiyle karşılaştım. Kızın rengi atmıştı. Asansör üst çıkarken ailesi kızlarının çok ağır çalıştığını söylüyorlardı. Genç kız resmen bakışlarıyla sessiz olmam için yalvardı. Sonraki güne kadar bekleyebileceğimi söyledim. Öbür gün tavanı tamir ettirmek için yanında çalışanlar ve elinde bir kutu çikolata ile birlikte zilime bastı.
10. ''Yan meskende yaşayan komşum bize dava açacağını söyledi.''
Bizim taraftaki karlar onun çimlerine kadar gelmişti. Kanada'da yaşıyorum ve o sıralarda yerde dört metre kar vardı. Tabiattan sorumlu olduğumu düşünmüyorum!
11. ''İlginç komşular edindiğim yeni bir daireye taşındım!''
12. ''Kocamla birlikte gece geç saatte konuta dönüyorduk. Hakikaten çok yorgunduk. Anahtarı anahtar deliğine soktuk lakin kapı açılmadı.''
İki dakika kadar kapıyı açmakla uğraştıktan sonra yanımızdaki kapı açıldı. Üst kattaki komşumuzla yüz yüze geldik. Üç saniyelik sessizlikten sonra gülerek kaçtık. Binaya yeni taşınmıştık ve tüm kapılar birebirdi. Gecenin bir yarısı öbür birinin meskenine girmek istediğinde komşuların neler düşündüğünü iddia edemiyorum.
13. ''Yurtta yaşıyorum. Oda arkadaşım domateslerimi çürüdükleri için attığını söyledi.''
Onu azarladım. Zira onlar domates değil daha yeni aldığım hurmaydı. Daha evvel bu türlü bir meyve görmemişti.
14. ''Yan komşum olan bayan kısa bir bornoz giymiş olarak kapımı çaldı.''
Elinde marine edilmiş tavuk vardı. Fırınımı kullanmak için benden müsaade istedi. Zira onunki bozulmuştu. Ona fırının nerede olduğunu gösterdim ve kendimi banyoya kitledim. Bir tavuğun pişmesi ne kadar sürer?
Bunlar da dikkatinizi çekebilir:
