Her Sahnesinde Adeta Bulmaca Çözüyormuş Gibi Hissedeceğiniz Beyin Yakan 24 Film

Farklı toplumsal kümelerden, farklı yeteneklere ve eksiklere sahip bir küme insan kendilerini bir anda yokluğun ortasında, bir küpün içerisinde bulur. Nasıl oraya geldikleri aşikâr olmayan bu şahıslar, durumu anlayabilmek için birbirlerini tanımak ve birbirlerini anlamak zorundadırlar. Bu küpün içerisinde, bir karşılık aramak en az o yanıtı bulmak kadar zordur. Etraflarında olup biten hiçbir şeyi anlamayan bu insanların başvurabilecekleri tek his ise dehşet duygusu olacaktır.

Hepsi evli beş yakın arkadaş birlikte bir çatı katı kiralarlar. Metresleriyle bir arada hoş vakit geçiren bu beş erkek için her şey yolunda gitmektedir. Ta ki sabah uyandıklarında tanımadıkları bir bayanın cansız vücudunu dairelerinde bulana kadar. Beş arkadaşın içini bir kuşku kemirmeye başlar. Dairenin sırf beş anahtarı vardır. Her biri bir başkasından şüphelenmeye başlayan arkadaşlar, aslında birbirlerini düşündükleri kadar âlâ tanımadıklarını keşfedeceklerdir.

Karanlık ve felaket kokan bir gecede ortaya çıkan bir kasırga o sırada farklı kederler peşinde koşan on yabancıyı bir ortaya getirir. Birbirini daha evvel görmemiş olan bu on yabancı çeşitli sebepler nedeniyle bir otele sığınmak zorunda kalır. Bu izbe otelde dışarıdaki dünyayla irtibatını kaybeden bu yolcular kısa bir mühlet içerisinde çeşitli tuhaf durumlara şahit olmaya başlarlar. Kim olduğunu bilmedikleri bir güç, seri bir biçimde cinayetlere imza atmakta, hayatta kalmak anbean daha da zorlaşmaktadır.

Mutlu bir evlilik sürdüren John ve Laura çiftinin hayatı, genç bayanın bir cinayet soruşturmasında tutuklanması ile alt üst olur. Laura her ne kadar pak olduğunu söylese de, mahpus cezasına çarptırılır. Laura'nın masumiyetinden kuşku etmeyen John, ailesini bir ortada tutmaya çabaladığı kadar, karısının olayla ilgisi olmadığını kanıtlamak için tüm ipuçlarının peşinden sarfiyat. Laura'nın kabahati en son çıkarıldığı mahkemede onanır. İntiharın eşiğine gelen Laura'yı kurtarmak için John'un elinde tek bir deva kalmıştır: Karısını hapishaneden kaçırmak.

Sıkı bir bilimkurgu sineması olan Predestination, vakitte seyahat edip olmuş ya da mümkün olayların önüne geçmeye yahut suçluları yakalamaya çalışan bir zamansal casusun öyküsünü mevzu eder. Zımnî bir servise bağlı çalışan casusun son vazifesi ise; 1975 yılında New York'ta yaptığı bir patlamada 11.000 insanın vefatından sorumlu olan Fiyasko Bombacısı isimli kişiyi bulup bu patlamanın hiç yaşanmamış olmasını sağlamaktır… Misyonu için 1970 yılına New York'ta bir barda, barmen olarak çalışmaya başlayan casus orada “Evlenmemiş Anne” rumuzlu John isimli bir köşe müellifiyle tanışır. Küçük bir bar sohbetiyle başlayan ikilinin sohbeti, gecenin ilerleyen saatlerinde daha da derinleşir…

Colter Stevens (Jake Gyllenhaal) uyandığında kendini bir banliyö treninde, diğerinin vücudunda bulur ve 8 dakika sonra tren infilak eder. Gözlerini açtığında yine kendi vücudundadır. Bunu sağlayan, hükümetin geliştirdiği  'yaşam şifresi' isimli bir programdır. Bu program bir öbür kişinin kimliğine geçip, onun hayatının son sekiz dakikasını yaşayabilmeyi sağlamaktadır. Stevens'ın misyonu bombacıyı bulmak ve onun yapacağı ikinci hareketi engellemektir. Bunun için son 8 dakikayı tekraren yaşar ve her seferinde elde ettiği ipuçları ile olayı çözmeye çalışır.

Sherlock Holmes ve yiğit ortağı Watson, birbirinden tehlikeli maceralara gözlerini karartıp dalıyorlar. Dövüş tekniklerini, efsanevi zekası üzere silah olarak kullanan Holmes, bu serüvende ülkesini tahrip edebilecek ölümcül bir komployu aydınlatmak için yeni bir düşman ile savaşmak zorundadır.

San Francisco’da bir seri katil, mektuplar ve şifreli iletileri ile polis ile alay etmektedir. Dedektifler, gazete muhabirleri, bu katili yakalamaya ant içmiş dört kişi sinemanın temel karakterleridir. Katilin gerisinde bıraktığı izleri takip eden takıntılı dört adam, ne yazık ki aslında katilin adımlarını izler biçimde şekillenmektedir. Bu katil yıllarca görünmedikten sonra yeniden ortaya çıktığında yalnızca öldürdüğü beşerler için değil tüm kentin kabusu haline gelecektir. Yedi, Oyun ve Dövüş Kulübü üzere sinemalarla tansiyon alanında sağlam bir yer edinen David Fincher, son derece başarılı bir biçimde perdeye aktarıyor bilinen kıssayı.

Bir yıldır uykusuzluk hastalığı çeken Trevor, bir fabrikada personel olarak çalışmaktadır. Dinlenememekten dolayı bedeni bitik bir haldedir. Öte yandan işi dikkat gerektirir ve en ufak bir yanlışın bedeli ağır olacaktır. Trevor ise her şeye çok sıkıntı konsantre olmaktadır. Trevor, kendisine bir grup notlar bırakmaya ve giderek azalan kilosunu sarı kağıtlara yazıp dairesine asmaya çok meraklıdır. Hayatında duygusal olarak bir şeyler yaşadığı fahişe Stevie ile bir yandan da tutku duyduğu Maria vardır. İş arkadaşları kendisine, bu gözle görünür kilo kaybı ve bedensel çöküşün ardında ne olduğunu bilmemekten dolayı inanç duymazlar.

Filmde son derece sıra dışı bir seri katilin, kurbanlarına ömrün manasını ve kıymetini anlatmak üzere bir takıntısı vardır. Kendilerine ölümcül oyunlar oynayarak hayatta kalma talihi tanımaktadır. İmkan dışı seçimlerde bulunması gereken kurbanlar, ellerinden gelen çabayı verirlerken farkında olmadan yaşamak uğrunda neleri feda edebileceklerine de şahit olmaktadırlar. Bu katilin son kurbanları Adam ve Dr.Lawrence Gordon’dur. Bu adamlar birbirlerini hiç tanımazlar lakin gözlerini açtıklarında birebir odadadırlar. Yerde kanlar içinde diğer bir yabancı yatmaktadır. Adam kendini başından vurarak intihar etmiştir. İpuçlarını kullanarak neler olup bittiğini çözmeye çalışırlar. An prestiji ile sekiz saatleri vardır. Bu mühletin sonunda ya içlerinden biri ölecek ya da katil her ikisini de öldürecektir.

Bay Hiçkimse, 2092 yılında dünyada kalmış son ölümlü olan 117 yaşındaki Némo isimli bir adam. Mevt döşeğindeki Némo genç bir çocukken bir peronda durduğunu hatırlar. Tren kalkmak üzeredir. Annesiyle birlikte mi gitmeli, yoksa babasıyla mı kalmalıdır? Bu karar, sonsuz sayıda mümkünlüğü doğuracaktır… Ve pek çok gezegen, iki vefat ve sevilecek bayanlar…

Tüm hayatını denetim ederek yaşayan Nicholas Van Orton, mahzur olunamaz bir kontrolsüzlük ile karşı karşıya gelmek üzeredir. Hayatındaki muvaffakiyetleri, beşerlerle bağları ve huzurlu hayatı alacağı bir doğum günü ikramı ile birlikte değişecektir. Kardeşi Conrad, Nicholas’a sonunda çok büyük bir mükafatın olduğu bir oyun hazırlar. Bu gizemli oyun bir müddet sonra oyun olmaktan çıkacak ve Nicholas’ın tüm kararlarının büsbütün gerçek bir biçimde yansıdığı bir vefat kalım gayretine dönüşecektir. Orton oyuna başlarken, tüm bunlardan habersizdir.

Karanlık Seyahat, genç bir adamın gizemli macerasını mevzu ediyor. Yıl 1988… Donnie Darko isimli genç bir gece insan-tavşan karışımı olan bir yaratık tarafından odasından çıkarılıp bir sırra gerçek sürüklenir. Yaratık, genç çocuğa 28 gün, 6 saat, 42 dakika, ve 12 saniye sonra dünyanın sonunun geleceğini söylemiştir. Olayın şokunu üzerinden atamayan Donnie, bu büyük sırrın tartısı altında, tüm toplumsal yaşantısını sonlandırarak bu gizemli tavşanın peşinden gidecektir. Genç direktör Richard Kelly'nin şimdi birinci uzun metrajı olan bu gizemli sineması 2000’li yılların en dikkat çeken üretimleri ortasında. Donnie Darko bilhassa Brokeback Mountain ve Zodiac üzere sinemalarla başarılı mesleğini sürdüren Jake Gyllenhaal'ın keşfedilmesinde değerli bir faktör olmuştur.

Dünyada insanlığın yok olmasına yetecek derecede tehlikeli olan bir virüs yaklaşık beş milyar kişinin vefatına yol açmıştır. Geriye kalan az sayıdaki insan yer altlarına kurdukları barınaklarda ömürlerini sürdürebilmektedirler. Bu esnada virüsün yok olması için bir tahlil yolu bulan beşerler, vakitte geriye gidebilecekleri bir vakit makinesi yaparlar. Birinci test sürüşü içinse eski bir mahkum olan James Cole istekli olur. James kendisini yedi yıl geride, bir akıl hastanesinde bulur. Akıl hastanesi üzere bir ortamda gelecekten geldiğini ve misyonunu anlattığında ise gerçek manada akıl hastası etiketi yemesine neden olur…

Tutsak, adaleti kendi elleriyle sağlamaya çalışan bir adamın kıssasını anlatıyor. Maccachusetts eyaletinin Brockton bölgesinde, Şükran Günü'nü kutlamak için bir ortaya gelen Dovers ve Birches aileleri her şeyin yolunda gittiği bu yemek esnasında müthiş bir haberle altüst olurlar. Gecenin ilerleyen saatlerinde ailelerin iki küçük kızlarının kaybolması sonrasında panik dolu anlar yaşanır. Saatler ilerler, lakin kızlar hala daha ortada yoktur ve durum kaçırılmış oldukları gerçeğini kuvvetlendirir. Polise başvursalar da süratli ve nitelikli bir sonuç alamazlar. Keller Dover ise bir oldukça panik içerisindedir ve polisin eforlarını yetersiz bulup adaleti kendi elleriyle aramaya karar verir. Genç ve başarılı dedektif Loki'den de yardım isteyen genç adam, kendini hatalı ve günahsızın birbirine karıştığı epey şaibeli bir davanın içerisinde bulur.

Zindan Adası, Martin Scorsese'nin bir çok sineması üzere yeniden bir başyapıt statüsünde. Sinemada, Teddy Daniels ve Chuck Aule isimli iki polis memurunun, Rachel Solando isimli bir akıl hastasının ortadan kaybolması üzerine tehlikeli akıl hastalarının tedavi gördüğü Shutter Adası isimli bölgede konuşlanan Ashecliffe Hastanesi'ne soruşturma yapmak için gitmesi ve sonradan gelişen gizemli olaylar aktarılıyor. Burada karşılaştıkları isyan tablosu ve çığrından çıkan işler bu davayı gitgide zora sokacak, vakitle düş ve gerçek ortasındaki sonlar zorlanacaktır. Usta direktör Martin Scorsese tarafından Dennis Lehane'nin ünlü romanından sinemaya uyarlanan sinemanın başrolünde direktörün beğenilen oyuncularından Leonardo Di Caprio bulunuyor.

Akıl Oyunları, asosyal bir matematikçi olan John Nash'in hayatını mevzu ediyor. John Forbes Nash kazandığı bir bursla Princeton Üniversitesi'nde tahsil görmeye başlar. Bu süreçte parlak zekasını her daim hissettiren ve etrafındakilerle ahenk sorunu yaşayan dahi Nash, inanılmaz bir teoriyi ortaya sürüp kanıtlama evresine kadar gelir. Böylelikle matematik çevrelerince ününü yayan dahi adam vakitle şizofrenik belirtilerle gayret etmeye başlar. Nash artık kendi kurgusal gerçekliklerinden oluşturduğu dünyasıyla asıl gerçekleri ayırt edemeyecek bir kademeye gelir.

Leonard Shelby, değerli kadro elbiseler giyer, son model bir Jaguar kullanır; bunun yanında ucuz, tanınmamış motellerde konaklar ve ödemelerini daima nakit parayla gerçekleştirir. Başarılı bir iş adamı görüntüsündedir… Lakin Leonard'ın tek işi intikam almaktır; karısının ırzına geçip öldüren adamın peşindedir. Kuşkuları polis tarafından dikkate alınmayan Leonard'ın hayatındaki tek gayreti, adalet arayışı uzerine kurulmuştur. Katili belirlemesinde ise büyük bir zorlukla karşı karşıyadır. Leonard'ın ender görülen, tedavisi olmayan bir hafıza kaybı hastalığı vardır. “Kaza” öncesi olayları tüm detaylarına kadar hatırlayabilen Leonard, 15 dakika evvel ne olduğunu, ne yaptığını, nereye gittiğini ve neden gittiğini bilememektedir.

Prestij, birbirini alt etmeye çalışan iki sihirbazın kıssasını anlatıyor. 19. yy sonlarında Londra’da Robert Angier, sevgili eşi Julia McCullough ve Alfred Borden hem arkadaştırlar hem de bir sihirbazın asistanlarıdırlar. Bir şov esnasında Julia ölünce Robert, onun vefatından Alfred’i hatalar ve birbirlerine düşman olurlar. Vakit içinde ikisi de hem ünlü olurlar hem de rakip sihirbazlara dönüşerek birbirlerinin sahne üstünde performansını sabote etmeye kalkışırlar. Alfred başarılı bir hile yapınca Robert, rakibinin sırrını çözmek konusunu takıntı halinde getirir ve trajik olaylar birbirini kovalar.

Beşi de birbirinden yetenekli ve kendi alanlarında uzman sabıkalı, kolay bir kaçırma olayından sonra gözaltına alındıklarında hiçbiri olaya bir mana veremeden boş gözlerle birbirlerine bakmaktadır. Öyküyü araştıran casus David Kujan Kaliforniya San Pedro Limanı'nda 27 kişinin vefatı ile sonuçlanan gizemli patlama ile bu beş kişinin kontağı olduğunu varsaymaktadır. Elinde kalan tek canlı şahit Verbal Kint öyküyü baştan sona soğukkanlılıkla kendisine aktarmaktadır ama tüm soru işaretleri bir kişinin üzerinde ağırlaşır: “Keizer Soze”.

Yıldızlararası'nda, teknik bilgisi ve hüneri yüksek olan Cooper, geniş mısır tarlalarında çiftçilik yaparak geçinmektedir; maksadı iki çocuğuna inançlı bir hayat sunmaktır. Onlarla yaşayan Büyükbaba Donald çocuklara göz kulak olurken, henüz 10 yaşındaki kızı Murph şaşırtan bir zekaya sahiptir. Geçmişte bıraktığı biliminsanı mesleğini özleyen Cooper'un karşısına bir gün beklenmedik bir teklif çıkar ve ailesinin, dahası insanlığın güvenliği için güçlü bir karar alması gerekir…

Bir yaşanan gerçek vardır, bir de yaşananın ötesinde olan gerçeklik… Biri düş, başkası ise Matrix! Neo, son derece tehlikeli bir adam olan Morpheus’un gerçeği bildiğine inanmaktadır. Bir gece Neo, kendisini öbür bir dünyaya götürebilecek hoş yabancı Trinity ile tanışır. Bu kızın götüreceği dünyada, Neo Morpheus’u bulacak ve Matrix hakkında bir şeyler öğrenecektir. Neo, Tam olarak kavrayamadığı şeylerin ömrünü denetim ettiğini biliyor.. Nedir bu Matrix?

Dom Cobb (Leonardo DiCaprio) çok yetenekli bir hırsızdır. Uzmanlık alanı, zihnin en savunmasız olduğu düş görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki kıymetli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmaktır. Cobb’un bu nadir mahareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli yeni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır. Fakat, tıpkı vakitte bu durum onu memleketler arası bir kaçak yapmış ve sevdiği her şeye malolmuştur. Cobb’a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabi şayet imkansız başlangıçı tamamlayabilirse…

Jack, hayatın sıradanlığına kapılmış bir sigorta memurudur. Uzun bir müddettir 'insomnia' yani uykusuzluk hastalığından şikayetçidir. Kendi ruhsal sorunlarından kurtulabilmek ismine küme terapilerine katılmaktadır. Terapiler esnasında Marla isminde bir kızla tanışır. Bir mühlet sonra da hayatını değiştirecek olan Tyler Durden ile… Durden, Jack'in ulaşmak istediği tüm amaçlara ulaşmış olan bir adamdır ve Jack'i asla hakkında konuşulmaması gereken bir tertip olan 'Dövüş Kulübü' ile tanıştıracaktır.