Kaz Dağları yöresine ait madencilik raporu yayımlayan TEMA Vakfı, bölgedeki 1 milyon 697 bin hektarlık alanın yüzde 79'unun madencilik ruhsatlı olduğunu açıkladı.
Türkiye Erozyonla Gayret, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Muhafaza Vakfı (TEMA), Kaz Dağları'nda binlerce ağacın madencilik için kesilmesiyle başlatılan 'Su ve Vicdan Nöbeti'nin birinci yıl dönümünde bölgedeki duruma ait raporunu paylaştı.
Rapora ulaşmak için
Raporun özet kısmında; “Kaz Dağları Yöresi” bugün madencilik faaliyetleri nedeniyle bir varoluş çabası vermektedir. Maden Kanunu'nda bugüne kadar yapılan değişiklikler tüm muhafaza statülerini hiçe sayarak tabiat alanlarını, tarım alanlarını, meraları ve kültür miraslarımızı madencilik faaliyetine açmıştır.” denildi.
Bölgedeki orman varlığının yüzde 80’i madencilik tehdidi altında
Kaz Dağları Yöresi'nde toplam 1.294.335 hektarlık alanın yüzde yüzde 41’inin etkin ruhsat alanlarına tahsis edildiğini ve bu faal ruhsatların yüzde 57’sinin işletme, yüzde 43’ünün arama ruhsatı statüsünde olduğunu belirten TEMA, ruhsatların farklı arazi kullanım cinslerine nazaran dağılımına bakıldığında, çalışma alanındaki orman varlığının yüzde 80’inin ‘‘madencilik yapılabilecek alan’’ olarak belirlendiğini kaydetti.
TEMA’nın 39 sayfalık raporuna nazaran, bir ekosistem bütünü olan Kaz Dağları Yöresi’ndeki tüm orman varlığının yalnızca yüzde 20’si rastgele bir ruhsat hududuna dahil değil.
TEMA, bölgenin yüzde 43’ünü oluşturan tarım alanlarının da madencilik baskısı altında olduğunun altını çizdi.
Kaz Dağları Ulusal Parkı’nın yüzde 80’i ruhsat alanında yer alıyor
Kaz Dağları yöresinde çok sayıda gen muhafaza alanı, kent ormanı, koruma ormanları, tohum meşcere alanı, tabiat parkı, tabiatı muhafaza alanı, ulusal park, özel etraf müdafaa bölgesi ve doğal sit alanı üzere farklı muhafaza statüleriyle korunan alan var.
Bu alanların yüzde 55’inin madencilik yapılabilecek alanlar olarak belirlendiğini belirten TEMA, bu büyüklüğün yüzde 73’ünün ihale alanlarında bulunduğunu yüzde 26’sınin etkin ruhsat alanlarına tahsis edildiğini ortaya koydu.
Rapora nazaran, Kaz Dağları Ulusal Park Alanı'nın yüzde 80'i Troya Ulusal Parkı’nın ise yüzde 10’u ihale ruhsat alanında kalıyor.
Kaz Dağı Ulusal Parkı'nda bilim insanlarınca bugüne kadar 101 familyaya ilişkin 800 civarında bitki çeşidi tespit edilirken bu cinslerin 77’si dünyada sadece Türkiye’de, 32’si ise dünyada yalnızca Kaz Dağları’nda bulunuyor.
“Kaz Dağları Yöresi madencilik faaliyetlerinden korunması gereken bir dünya mirasıdır”
Raporun sonuç ve teklif kısmında ise şu görüşlere yer verildi:
-
Milyonlarca yılda oluşmuş doğal varlıkların ve binlerce yıllık kadim kültürün kelam hakkı raporda gösterilen madencilik ruhsatlarının faaliyete geçmesiyle yok olacaktır.
-
Raporun ortaya koyduğu sonuçlar hem Kaz Dağları Yöresi'nde hem de Türkiye genelinde ekolojik temelli, bütüncül, ziraî üretimi önceliklendiren “arazi kullanım planlamasına ve müdafaa yaklaşımına” gereksinim olduğunu göstermektedir.
-
Sahip olduğu özellikler ile Kaz Dağları Yöresi madencilik faaliyetlerinden korunması gereken bir dünya mirasıdır. Geleceğimizin mirası doğal varlıklar madencilik faaliyetlerine büsbütün kapalı tabiat muhafaza statüleri ile korunmalıdır.
